ETİ NİÇİN SEVİYORUZ ?

Bilim insanları insanoğlunun yaşamın ilk dönemlerinde  gıda olarak sadece ağaçlardaki meyveleri ve topraktaki bitkileri tükettiklerini belirtiyorlar. İlerleyen yıllarda, insan yaşamının  başladığı Afrika kıtasında, havaların ısınması bitki kaynaklarının azalmasına neden oldu. Bunun sonucunda insanlar et tüketmeye yöneldiler. Etin gıda olarak tüketilmesi daha sonraları iklim nedeniyle Avrupa ve Asya’ya göç etmek zorunda kalan insanların hayatta kalmasına yardımcı oldu. Et yemeye alışan insanlar bitkisel kaynakların az olduğu bu bölgelerde yaşamaya daha çabuk adapte olabildiler.

Bundan sonraki yıllarda avcılığın insanoğlunun yaşamında öne çıktığını görüyoruz. Mağara resimlerinde de gördüğümüz gibi avcılığın kutsandığı bir dönem başlıyor. Et tüketimi ile insanlığın zihinsel gelişimi hızlanmıştır. Bitkisel kaynaklara göre çok daha fazla protein, demir ve vitamin içeren etin tüketilmesi insanoğlunun beyninin fiziksel olarak büyümesinde etkili oldu. Avcılık ve artan et tüketimi zihinsel gelişme yanında insanların kas, diş ve kemik yapılarının daha güçlü olmasını ve daha enerjik olmalarını destekledi.

İnsan vücudu, yaşam mücadelesi içinde kendisi için yararlı olanı farketme, algılama ve onu elde etmek için gerekli koşullara yönelme ve onlara adapte olma yeteneğine sahiptir. Sağlık için yararlı olan besin maddelerinin algılanması için de beynimiz zihinsel ve bedensel dürtüler geliştirir. Tat hücreleri, koku reseptörleri ve beynin duyuları algılayan sinir merkezleri yararlı besin maddelerini tanıyan  ve onlara yönelmeyi sağlayan bir zihinsel mekanizma oluştururlar. Vücudumuzun beslenme zekası bizi sağlık için önemli gıdalara ve bu arada et tüketimine yönlendirir.   İşte, bu nedenle et yemeyi seviyoruz. Et, lezzetli yemekler yapılmasına olanak sağlamanın yanında biyolojik dürtüler nedeniyle de dünyada birçok insanın gözde gıdasıdır.

Beslenme açısından insanoğlunun yaşam sürecinde önemli bir dönüm noktası da insanların yerleşik düzene geçmeleridir. Yaklaşık 10.000 yıl önce tarımı öğrenen insanlar toprağa ektikleri buğday, arpa, pirinç gibi bitkileri yetiştirmeye ve onları tüketmeye başlamışlardır. Avcılığa göre daha kolay olan bu gıda üretimi ile insanların daha fazla tahıl ve hububat tükettikleri bir dönem başlamıştır. Bu dönemde etin daha az elde edildiği ve pahalandığı bir süreç yaşandı. Bitkisel gıda ağırlıklı beslenme süreci 19. Yüzyılda başlamış, endüstriyel devrim dönemine kadar devam etmiştir. Endüstriyel üretimin başlaması ile insanlar kırsal alanlardan ayrılıp şehirlerde yaşamaya başladılar. Tarımdan uzaklaşan ve zenginleşen toplumlarda et tüketimine yönelim başlamıştır. Zaman içinde büyük hayvan yetiştirme işletmelerinin çoğalması, yem üretim tesislerinin kurulması ile hayvan sayıları büyük artışlar göstermiştir. Kesim hayvanlarının ve etlerin  şehirlere taşınmasını sağlayan kara ve demir yollarının artması, soğutmalı araçlarla taşımanın yapılabilmesi ve ırk ıslahı gibi gelişmelerle özellikle batılı zengin ülkeler başta olmak üzere et tüketiminin tüm dünyada hızla arttığı bir sürece girilmiştir.

Günümüzde, et tüketimi açısından farklı bir dönemin yaklaştığını görüyoruz. İnsan yaşamında artık her şey hızlı değişiyor. Bizi bekleyen koşulların et tüketim alışkanlıklarımızı değiştireceği kaçınılmaz  gibi görünüyor. Fazla et tüketiminin sağlık ve özellikle kalp sağlığı açısından zararlı olduğunu öğrendik. Endüstriyel hayvancılıkta verimliliğin ön plana çıkmasından bu yana kullanılan hormon ve antibiyotik gibi maddelerin zararları konusunda somut veriler var. İklim değişikliği ve sürdürülebilirliğin çok önem kazandığı günümüzde çiftlik hayvanlarının atmosfere çok fazla metan gazı salarak küresel ısınmayı teşvik ettiği de bilinen bir gerçek. Hayvan yetiştiriciliğinde fazla su kullanılması ve hayvanların dışkıları ile yarattığı çevre sorunları rahatsızlık verici boyutları çoktan aştı. Hayvanların neden olduğu enfeksiyonel hastalıklar endişe yaratıyor. Bütün bunların yanında, hayvanların yetiştirilme sürecinde çok olumsuz koşullarda tutulması ve hayvan refahına önem verilmemesi yine rahatsızlık yaratan bir konu. Ülkeler et tüketiminin azaltılması konusunu tartışıyorlar. Yapay et üretimi bilim insanlarının gündemine girmiş durumda.

Bütün bu olgular önümüzdeki dönemde insanların et tüketimini etkileyecek önemli konu başlıklarını teşkil ediyor. Binlerce yıllık et tüketim sürecinde yeni ve ilginç bir döneme yaklaştığımızı söyleyebiliriz.

Prof. Dr. Nezih Müftügil
Mart 2022

Print Friendly, PDF & Email