NOSTALJİK BİR TREN YOLCULUĞU ; PYTHİON(PİTYON)-KARAAĞAÇ

Yaşı 55-60’ın üzerinde olan Edirnelilerin İstanbul’dan Edirne’ye yaptıkları tren yolculuğu anılarında iz bırakmıştır. O tarihlerde İstanbul’dan kalkan tren Uzunköprü’den sonra Meriç nehrini geçip Yunan sınırlarına giriyordu.  Tren,  Meriç nehrinin hemen kıyısındaki Pityon kasabasında duruyor, bu istasyonda kondüktör değişimi yapıldıktan sonra  hareket edip  hiç durmadan Karaağaç yakınlarında Türkiye sınırına girerek  Karaağaç tren istasyonuna ulaşıyordu. Bu yolculuk yaklaşık 30-40 dakika sürüyordu.

Osmanlı toprakları içinde 1870 yılında ilk hizmete giren Şark Demiryolları İstanbul-Edirne güzergahı böyle planlanmıştı.  1971 yılına kadar Edirneliler İstanbul’a bu şekilde seyahat ettiler. Bu tarihte İstanbul’dan Bulgaristan’a yeni bir tren yolu hattının açılmasıyla bu güzergahın kullanılmasına son verildi.

Ben bu ilginç tren yolculuğunu iki yıl önce 91 yaşında vefat eden kayınvalidemden duydum. Bütün hayatı Edirne’de geçen sevgili kayınvalidemin Edirne ile ilgili  anılarını hep zevkle dinledim. Edirne-İstanbul tren seyahatleri de  hatıralarında  yer alıyordu. Trenin Pityon istasyonunda durduğunu, burada seyyar satıcılardan çikolata satın aldıklarını,  kapılarının kilitlendikten sonra trenin durmadan Karaağaç’a geldiğini güzel bir anı olarak anlatırdı. Belli ki, seyahatin bu ilginç kısmı ona heyecan veriyordu.

Artık Edirne’ye trenle bu yoldan gidilmiyor. Bununla birlikte, bu tren güzergahı hala Yunanistan’da iç hat olarak kullanılıyor. Ben de Edirnelilerin yıllarca gidip geldiği bu güzergahta nostaljik bir yolculuk yaparak bu duyguyu yaşamak istedim. Bunun için Edirne’den yola çıkıp karayolu ile önce Dimetoka’ya ve daha sonra Pityon’a gittim.

Pityon, üzerinde bahçe içinde evlerin bulunduğu  amfitiyatro şeklinde demiryoluna doğru inen bir yamaca kurulmuş şirin bir kasaba. Aslında , burası Osmanlı’nın Kuleliburgaz kasabası. Bu isim kasabanın hemen yanında yer alan bir Bizans kalesinden geliyor. Bu bölgede oldukça sınırlı sayıda Bizans eseri var. Bu kale bunlardan biri ve iyi korunmuş durumda.  Kaleye doğru tırmanıyorum. Kaleden görünen manzara etkileyici. Hemen karşısı memleket. Meriç nehri biraz ötede ağaçlar arasında sınırı çizerek akıyor.

Tren istasyonuna iniyorum. Artık, sefer sayısı oldukça azalan treni bekliyorum. Fransızların yaptığı tren istasyonu biraz yıpranmış. Pityon Osmanlı zamanından bu yana  önemli bir kavşak istasyon olmuş. İstanbul’dan gelip Dedeağaç-Selanik yönüne gidecek trenle, yine İstanbul’dan gelip Edirne-Sofya yönüne gidecek trenler bu istasyonda bir araya gelmişler. İstanbul’dan kalkan meşhur “ Orient Express” ‘de Avrupa’ya bu hat üzerinden gitmiş.

İstasyonda gözüm ister istemez seyyar çikolata satıcılarını arıyor. Artık yoklar. İstasyon sakin. Biraz sonra tren geliyor. Haliyle eski kara trenlerden farklı görünüyor. Vagonların üzerinde renkli modern resimler var. Bir kaç kişi ile birlikte trene biniyoruz. Tren hareket ediyor. Mısır tarlalarının ve sebze bahçelerinin arasından geçerek ilerliyoruz. Sağımızda Meriç  nehri ağaçların arasında bize eşlik ediyor. Tren bir kaç istasyonda duruyor. Biraz sonra ağaçların azaldığı bir düzlüğü geçip bölgenin büyük şehri Oristiada’da duruyoruz. Burası eski “kum çiftliği” bölgesi. Seyrek ağaçlardan bölgenin bu özelliği anlaşılıyor. Orestiada, Edirne ve Karaağaç’tan göç edenlerin kurduğu bir şehir. Tren kısa bir süre durduktan sonra hareket ediyor. Meriç nehrinden biraz uzaklaşmış olduk. Tren kuzeye doğru bir yay çiziyor ve biraz sonra sağımızda ufukta Edirne  görünüyor. Edirne’nin bu noktadan görünüşü etkileyici. Selimiye camisi bir mücevher taç gibi silüeti süslüyor. Bu Osmanlı mimarisinin doruk eseri artık beton binaların her iki tarafa doğru yayıldığı şehrin silüetinde etkileyiciliği hiç azalmamış şekilde bütün görkemi ile duruyor. Bu görüntünün o günlerde uzun süre Edirne’den ayrı kaldıktan sonra  trenle dönenlere heyecan verdiğini düşündüm.

Orestiada’dan hareket ettikten kısa süre sonra Kastanies köyüne geldik.  Eski zamanda tren buradan devam edip yaklaşık 1.5 kilometre ötedeki Karaağaç istasyonuna ulaşıyordu. Ama ,artık burası seyahatin son noktası. Kastanies te trenden inip sebze bahçelerinin arasında yürüyerek gümrük kapısına geliyorum. Yolda bahçe içindeki evlerinde balkonda oturan köy sakinleri ile selamlaşıyoruz. Yunan gümrüğünden sonra yürüyerek Türk tarafına geçiyorum. Sınırı yürüyerek geçmek özgürlük duygusu veriyor. Her yerde böyle olsa diye düşünüyorsunuz.

Türkiye tarafında pasaport kontrolünden geçtikten sonra araba yolunda sağ tarafa yöneliyorum. Tarlalar arasında eski tren yoluna ulaşacağım. Artık tren rayları yok ama bu bölge insanlarının hala tren yolu dediği patika yolu buluyorum. Seyahatimin bu son kısmını eski tren yolunda yürüyerek yapıyorum. Biraz tümsek patika yolda 10-15 dakika kadar yürüdükten sonra önce Lozan anıtına ve daha sonra Karaağaç tren istasyonuna ulaşıyorum.

19.yüzyılda batılı ülkeler büyük şehirlerinde haşmetli tren istasyon binaları yaparak şehirlerini taçlandırmak istemişler. Avrupa’da bir çok büyük şehirde bunların örneklerini görebiliyoruz. Osmanlı’da kozmopolit ve Avrupa çıkış kapısındaki tarihi şehrine  böyle bir istasyon binası yapmayı layık görmüş. Mimar Kemalettin Beyin Karaağaç’ta yaptığı istasyon binası belki de döneminin en güzeli ve estetik olanı. Zarif ve aynı zamanda görkemli olan bu istasyon binası Edirne’nin o tarihteki konum ve öneminin bir simgesi olarak tüm güzelliğiyle önümüzde duruyor.

Pityon-Karaağaç nostaljik seyahatimi tamamlamış oldum. Bu seyahati kayınvalidemle birlikte yapmak isterdim. Ona, Pityon istasyonundan çikolata almayı ve tren penceresinden akan manzaralara bakarken eski anıların yüzüne yansıyan ifadesini seyretmek isterdim. Bu turda, Osmanlı’nın İstanbul’u Edirne ve hatta daha batıdaki illerine  bağlamak için büyük ümit ve hayallerle inşa ettiği demiryolunun bir kısmında seyahat etmenin heyecanını da yaşadım. Şimdilerde  Karaağaç istasyonunda duran ve üzerine çocukların neşeyle tırmanmaya çalıştığı tarihi tren bu seyahat sonrasında bana Osmanlı’nın hüzünlü yıllarına tanık eden bir obje gibi göründü.

Prof. Dr. Nezih MÜFTÜGİL

 

Print Friendly, PDF & Email