GASTRONOMİ KENTİ GAZİANTEP’TE HİJYEN
Gaziantep’in UNESCO’nun (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Yaratıcı Şehirler Ağı Gastronomi listesine dünyanın 9. Kenti olarak girmesi ülkemiz açısından gurur verici oldu. Gaziantep’in gastronomi kültürünün zenginliğinin tescil edilmesine hepimiz sevindik. Çok eski zamandan bu yana bu tarihi şehrin yemek kültürünün zenginleşmesine katkıda bulunanları minnetle anmalıyız. Yemek kültürü bir bölgenin genel kültürünün önemli bir parçasıdır. Şüphesiz, bu yemek çeşitliliğinin oluşumunda şehrin tarih boyunca çok çeşitli toplulukların etkisi altında kalmış olması önemli rol oynamıştır. Bize düşen sorumululuk da yılların birikimiyle oluşan bu zenginliği ortaya çıkarmak, korumak ve tanıtmak olmalıdır. İnanıyoruz ki Gaziantep’in bu başarısı yemek çeşitliliği az olmayan daha çok sayıdaki şehrimiz için de örnek olur ve o şehirlerdeki kişi ve kuruluşların gayreti ile ülkemizin yemek kültürünün zenginliği daha çok ortaya çıkar ve tanınır.
Yemeklerin çeşitliliği ve lezzeti insanları peşlerinden sürüklüyor. Önümüzdeki dönemde Gaziantep’te gastronomi turizmi daha gelişecek ve daha çok sayıda yerli ve yabancı turistler bu şehri ziyaret edeceklerdir. Burada ihmal edilmemesi gereken en önemli husus hazırlanan yemeklerin sağlıklı olmasının sağlanmasıdır. Bir yemeğin lezzetten de önde gelen en önemli özelliği sağlıklı olmasıdır. Bu nedenle, Gaziantep’te bu aşamada gastronomi turizmi konusunda yetkili ve ilgili kişi ve kuruluşların odaklanması gereken en önemli hususların başında yemeklerin hijyenik koşullarda hazırlanması ve servisinin güvence altına alınmasıdır. Şehrin gastronomi kültürünün sağlıklı bir şekilde gelişmesi gıda güvenliği ve hijyen açısından sağlam bir alt yapısının olmasını gerektirir. Yemeklerin sağlık sorunlarına neden olması, yerli ve yabancılarda gıda zehirlenmesine neden olması şehrin yakaladığı prestiji olumsuz etkiliyecektir. Şehirde yeme-içme mekanlarında güvenilir bir hijyen standardı yakalamak büyük ölçüde resmi kuruluşların ve daha sonra sivil organizasyonların koordinasyon ve planlamasına bağlıdır. Bu kapsamda aşağıdaki hususlar irdelenmelidir;
-şehirdeki yeme-içme mekanlarında ilgili resmi kuruluş tarafından etkin denetimler yapılıyormu?
-belediye, turizm müdürlüğü, kültür müdürlüğü gibi kuruluşlar yanında lokantacılar, pastacılar-fırıncılar derneği gibi mesleki organizasyonlar da denetim, eğitim gibi faaliyetlerle yeme-içme mekanlarındaki hijyenik standartların gelişmesini destekliyorlar mı?
-yeme-içme mekanlarında çalışanlar için düzenli ve etkin hijyen eğitimleri yapılıyor mu?
“Gastronomi kenti” gibi iddialı bir titri yakalayan Gaziantep’te yakın bir zaman içine şöyle bir standardada ulaşılabilmelidir;
-yeme-içme mekanlarının mutfak bölümlerine isteyen müşterilerin görebileceği bir hijyenik standard da getirilmelidir. Mutfakları hijyen konusunda şeffaf ve kendine güvenir hale getirmek sağlam bir alt yapıyı oluşturmak demektir.
– mutfak personeli hijyen eğitiminden ve sınavından geçmiş ve sertifikalandırılmış personel olmalıdır. Mekanlarda sadece sertifikalandırılmış personel çalıştırılmalıdır.
– yeme-içme mekanlarında yasal bir gereklilik olan HACCP esaslı bir gıda güvenlik sisteminin pratik uygulaması yapılmalıdır. Bu uygulama için gerekli destek Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, üniversiteler ve mesleki organizasyonlar tarafından sağlanmalıdır. Böyle bir sistem mekanlarda sağlıklı yemek üretim faaliyetlerini pekiştirecektir.
Güçlü bir hijyen alt yapısı Gaziantep’in gastronomi turizmindeki gelişimini çok destekleyecektir. Kentin bu konudaki parlak geleceğini koordine eden kişi ve kuruluşlar için hijyen her zaman gündemin ön sıralarında olmalıdır.
Prof. Dr. Nezih MÜFTÜGİL
Mayıs / 2020