EV HANIMLARI GIDA HİJYENİ KONUSUNDA EĞİTİLMELİDİR

Toplu yemek üretimi ve servisi yapılan yerlerde hijyen ve gıda güvenliğinin önemi konusunda çoğumuz hemfikiriz. Ama, unutmayalım ki hala büyük miktarda yemek hazırlığı ve tüketimi evlerde yapılmaktadır. Ev yemeklerinin gıda güvenliği konusu doğrusu kafamızı fazla meşgul etmiyor. Evlerde büyüklerimizin, annelerimizin, eşlerimizin ve hatta kendimizin hazırladığı yemeklerin hijyeni konusunda fazla kaygı duymuyoruz. Zaman zaman medyaya yansıyan gıda zehirlenmeleri vakalarının ticari kuruluşlarda meydana geldiğini görüyor ve bu tür olayların evlerde de olabileceğini pek düşünmüyoruz. Ev gibi küçük yaşam birimlerinde görülen gıda zehirlenmesi vakaları  az sayıda insanı etkilediği için haber olarak medyada pek yer almıyorlar. Ancak, bir düğün veya sünnet yemeğinde görülen ve  çok sayıda kişiyi etkileyen bir zehirlenme haberlere konu olabiliyor. Ülkemizde ev yemeklerinin neden olduğu gıda zehirlenmelerinin sayısıyla ilgili veriler çok sınırlıdır. İnsanlar ev dışındaki yaşadıkları gıda zehirlenmesi durumlarını yasal kuruluşlara bildirirken ev yemeği kaynaklı sağlık sorunlarının bildirimi çok sınırlı yapılmaktadır. Bu durum, genel olarak  ev yemeklerinin sağlık sorunu yaratmadığı şeklinde bir algı doğurmaktadır.

Aslında, benzer alışkanlıklara ve hijyen standardına sahip bireylerden oluşan bir toplumda ticari kuruluşlardaki aşçıların ve gıda işçilerinin yaptığı yanlış hijyen uygulamalarının ev hanımları tarafından yapılmadığını düşünmek pek gerçekçi olmayacaktır. Ev hanımlarının hepsinin çiğ gıdaların iyi pişirilmesi, sebzeleri ve meyvelerin iyi yıkanması, ellerin sık sık ve uygun şekilde yıkanması, gıdaların hızlı soğutulması, gıdaları ortam sıcaklığında uzun süre tutulmaması ,kirli el ve temizlik bezleri ile yüzeylerin kirletilmemesi , temizliğin iyi yapılması gibi uygun davranış ve alışkanlıkları yemek hazırlık sürecinde her zaman eksiksiz olarak yaptıklarını söyleyebilir miyiz? Kaldı ki, yeme- içme kuruluşlarında aşçılar ve gıda işleyen personel hijyen konusunda eğitimde almaktadır. Özellikle, kurumsal yapıdaki ticari kuruluşlarda eğitimler yanında kurum içi denetimlerde yapılarak çalışanlar daha hijyenik çalışmaya yönlendirilmektedir. Yasal bir uygulama olan istihdamı zorunlu personel çalıştırma kuralıda ticari yeme-içme kuruluşlarında personelin eğitimi ve kurallara uymasının takibini desteklemektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülen yasal denetimlerde ticari kuruluşlar için bir eğitim vesilesi olmaktadır.

Buna karşılık, ev hanımları formal bir  eğitimden uzak kalmaktadır. Haliyle,  çok sayıda insan  temel hijyen kuralları konusunda eğitimi yetersiz olan ev hanımlarının hazırladığı yemekleri tüketiyorlar. Bu şekilde hazırlanan yemekler sağlık sorunlarına neden olması kaçınılmazdır. Bu husus bir toplum sağlığı  konusu olarak ele alınmalı ve ev hanımlarının gıda hijyeni konusunda eğitilmelerine destek verilmelidir.

Bu konuda TV programları etkin olarak kullanılabilir. İlginç şekilde, TV kanallarında sıklıkla yer alan yemek programları ve ev hanımlarının ilgisini çeken diğer programlarda gıda hijyeni konularına fazla yer verilmemektedir. Halbuki bu programlar bu amaç için etkin şekilde kullanılabilir. Görsel ve uygulamalı örneklerle ev hanımları temel gıda hijyeni konularında bilgilendirilebilirler. Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları da ev hanımları için hijyen kursları düzenleyebilir. Unutmayalım ki, hijyen konusunda eğitim almış ve iyi davranış özelliklerini kazanmış ev hanımları çocuklarını da bu iyi alışkanlıklar doğrultusunda eğitirler. Bu, çocuklara bütün hayatları boyunca uygulayacakları iyi davranışlar kazandırabilmenin en güvenceli yoludur.

Ev hanımlarının hijyen konusunda eğitilmesi milyonlarca insanın tükettiği ev yemeklerinin daha güvenilir olmasını destekleyerek sağlıklı bir toplum yaratmaya katkı sağlayacaktır.

Prof. Dr. Nezih MÜFTÜGİL

Ocak / 2018

Print Friendly, PDF & Email